DEVAM:
24.Ehl-i Kitap Ve Mecusilerin Vergileri (Cizyeleri)
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ زَيْدِ بْنِ
أَسْلَمَ،
عَنْ
أَبِيهِ،
أَنَّهُ قَالَ
لِعُمَرَ
بْنِ
الْخَطَّابِ :
إِنَّ فِي الظَّهْرِ
نَاقَةً
عَمْيَاءَ،
فَقَالَ
عُمَرُ :
ادْفَعْهَا إِلَى
أَهْلِ
بَيْتٍ
يَنْتَفِعُونَ
بِهَا,
قَالَ :
فَقُلْتُ
وَهِيَ
عَمْيَاءُ ؟ فَقَالَ
عُمَرُ :
يَقْطُرُونَهَا
بِالإِبِلِ.
قَالَ :
فَقُلْتُ
كَيْفَ
تَأْكُلُ
مِنَ الأَرْضِ
؟ قَالَ
فَقَالَ
عُمَرُ :
أَمِنْ نَعَمِ
الْجِزْيَةِ
هِيَ ؟ أَمْ
مِنْ نَعَمِ
الصَّدَقَةِ
؟ فَقُلْتُ :
بَلْ مِنْ
نَعَمِ
الْجِزْيَةِ.
فَقَالَ
عُمَرُ :
أَرَدْتُمْ
وَاللَّهِ
أَكْلَهَا.
فَقُلْتُ :
إِنَّ
عَلَيْهَا
وَسْمَ الْجِزْيَةِ.
فَأَمَرَ
بِهَا عُمَرُ
فَنُحِرَتْ،
وَكَانَ
عِنْدَهُ
صِحَافٌ
تِسْعٌ، فَلاَ
تَكُونُ
فَاكِهَةٌ
وَلاَ
طُرَيْفَةٌ
إِلاَّ جَعَلَ
مِنْهَا فِي
تِلْكَ
الصِّحَافِ,
فَبَعَثَ
بِهَا إِلَى
أَزْوَاجِ
النَّبِيِّ r،
وَيَكُونُ
الَّذِي
يَبْعَثُ
بِهِ إِلَى حَفْصَةَ
ابْنَتِهِ
مِنْ آخِرِ
ذَلِكَ، فَإِنْ
كَانَ فِيهِ
نُقْصَانٌ
كَانَ فِي
حَظِّ حَفْصَةَ،
قَالَ:
فَجَعَلَ
فِي تِلْكَ
الصِّحَافِ
مِنْ لَحْمِ
تِلْكَ
الْجَزُورِ،
فَبَعَثَ بِهِ
إِلَى
أَزْوَاجِ
النَّبِيِّ r،
وَأَمَرَ
بِمَا بَقِىَ
مِنْ لَحْمِ
تِلْكَ
الْجَزُورِ
فَصُنِعَ،
فَدَعَا
عَلَيْهِ الْمُهَاجِرِينَ
وَالأَنْصَارَ(
Zeyd b. Eslem babasından
naklediyor: Ömer b. Hattab'a:
«— Zekatlıklar
arasında kör bir deve var» dedim.
«— Birine verin
de işini görsün!» diye karşılık verdi.
«— O kör!» dedim.
Ömer (r.a.):
«— Katara katınca
yürür.» dedi.
«— Peki, nasıl
otlayacak?» dedim. Bunun üzerine Hz. Ömer:
«— O cizye malı
mı, yoksa zekattan mı?» diye sordu.
«— Cizye malı.»
dedim. Ömer (r.a.):
«— Anladım, siz
onu yemek istiyorsunuz!» deyince ben:
«— Üzerinde cizye
malı olduğuna dair işaret var.» dedim. Hz. Ömer'in emri üzerine deve kesildi.
Ömer'in (r.a.) yanında dokuz tabak vardı. Meyve ve hoşa giden yiyecekler olduğu
zaman mutlaka bu tabaklara koyar, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
hanımlarına gönderirdi. Bu arada kızı Hafsa da Nebi s.a.v.'in hanımı olduğu
için ona da gönderir, fakat en son gönderirdi. Şayet yetişmezse, kızıma
yetişmesin diye düşünürdü. Bu sefer de kesilen devenin etlerini bu tabaklara
koydu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımlarına gönderdi.
Kalanının da yemek yapılmasını emrederek, ensarla muhacirin bazılarını davet
etti.
قَالَ
مَالِكٌ : لاَ
أَرَى أَنْ
تُؤْخَذَ النَّعَمُ
مِنْ أَهْلِ
الْجِزْيَةِ
إِلاَّ فِي
جِزْيَتِهِمْ.
İmam Malik şöyle
demiştir: Kendilerinden cizye alınanlardan, başka bir vergi alınmasını ben
uygun görmüyorum.